Bayramlar, ulusları oluşturan bireylerin tümü üzerinde birleştirici bilincin oluşması fırsatlarını üreten ortak alanlar olup,  karşılıklı sevgi ve saygı eksenli olarak paylaşılması gereken zaman kesitleridir.

Ulusal sevinçlerin yıldönümü olarak kutlananlarla, din ve inanç kaynaklı olarak kutlanan bayramlar; istisnasız olarak ulusun tümünün ortak değerleridir ve ulusun tümü için refah, iyilik ve esenlik özlemlerinin gerçekleşmesi adına iyi dileklerde bulunma fırsatlarıdır.

Ne yazık ki, ülke olarak bizim de içinde bulunduğumuz Ortadoğu coğrafyasında vuku bulmakta olan insanlık dramları ve özellikle masum çocukların yaşamlarını yitirmeleri, vicdanlarımızı derinden yaralamakta ve eşiğinde bulunduğumuz Ramazan Bayramı’nı gönül burukluklarıyla idrak etmemize neden olmaktadır.

Ayrıca, yakın coğrafyamızdaki ve özellikle Gazze'de yaşanan insanlık dramları ve acıları sahiplenerek gösterdiğimiz milli tepkinin çeşitli kesimlerce boyutunun saptırılarak, biz Musevi inançlı Türk vatandaşlarına karşı maalesef antisemit tavırlara ve nefret suçu ötesi boyutlardaki söylemlere vesile edilmesinin yarattığı provokasyon ortamı, endişe ve burukluklarımızı artırmaktadır.

Sayın Başbakanımızın öncülüğünde, devlet ve hükümetimiz yetkililerinin bölgemizde taraflar arasında adil ve kalıcı barışın tesisi ve tüm bu sorunların çözümü adına sürekli ve etkili girişimlerinin başarılı bir sonuca ulaşması konusundaki inancımızı  ve umutlarımızı içtenlikle paylaşıyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle ulusumuzun Ramazan Bayramı'nı şahsımız ve temsilcisi durumunda bulunduğumuz Türk Musevi Cemaati mensupları adına en iyi temennilerimizle kutluyor, refah, mutluluk ve esenlikler diliyoruz.

Türkiye Hahambaşılığı - Türk Musevi Cemaati