Değerli Dostlar

         Hanımefendiler, Beyefendiler.

         “Uluslararası Holokost Anma Günü” dolayısıyla bugün burada bir araya gelmiş bulunmak, kuşkusuz tarihin bu en karanlık sayfalarından birine, belki de birincisine, insanlık adına gösterilebilecek tepkilerden sadece biridir.

        Sadece biridir çünkü:

         Yakın tarihimizde meydana gelen, getirilen insanlık tarihinin bu en acı dolu, bu en adaletsiz, bu en acımasız dönemiyle yüzleşmek elbette yararlı hatta gereklidir ama olmuşu olmamış kılmak kimsenin elinden gelmez.

         Ne var ki; gaz odalarında yaşamları sonlandırılan bedenlerin yakıldıkları krematoryum bacalarından savrulan isli dumanlar daha dünyanın atmosferinde kaybolmamışken bile başlayan/başlatılan Holokost’u azımsama/küçümseme, dahası inkar etme/yok sayma ve daha da önemlisi unutturma girişimleri günümüzde hala -bunu söylemeyi hiç istemezdim ama- arsızcasına, utanmazcasına devam ettirilmektedir.

         Oysa:

         Kanıtları apaçık meydanda, tanıklarının bir bölümü henüz hayatta olan bu insanlık dramını unutturma girişimleri; böylesi girişimde bulunanları bu dramın katılımcı sanıkları haline getirmekten başka bir anlam taşımaz.

         Holokost unutulmamalı, unutturulmamalıdır çünkü:

         Tarihten yeterli dersi almayanların, tarihin yinelenmesine fırsat verebilecekleri bir dünya, 3’cü bin yıl uygarlığını hakkıyla yaşayan bir dünya olmaya hiç de layık olmayacaktır.

         Holokost anlatılmalı, öğretilmelidir çünkü:

         Her nesil -tarihten hesap sormak adına değil ama- geçmişin yanlışlarından sonraki nesillerin evrensel doğruları damıtması adına ortam hazırlama sorumluluğunu taşımak durumundadır.

         Holokost Örgün ve yaygın öğretim müfredatlarının ayrılmaz bir parçası olmalıdır çünkü:

         Genç nesillerin henüz öğrenme/anlamaya en açık durumda oldukları çağlarında, Holokost’u her türlü bilgi kirliliğinden arınmış şekilde ve bilimsel bir çerçeve içinde algılamaları ve kavramaları düşünsel yapılanmalarının oluşmasında temel taşı olma niteliğindedir.

         Holokost’un özgünlüğü ve yegâneliği özellikle vurgulanmalıdır çünkü:

         Holokost bugünlerde çokça kullanılan soykırım kavramının kapsama alanı dışına taşan, bunun ötesinde her ne sebeple olursa olsun sıradanlaşmasına ve sıradanlaştırılmasına imkân verilmemesi gereken bir olgudur.

         Bu nedenledir ki:

           Çağımız insanı az önce sıralamaya çalıştığım bu çabaların seyircisi/izleyicisi olmanın ötesinde, bizzat iştirakçisi, bizzat aktörü/eylemcisi olmak durumundadır.

             Kısacası:

            Holokost olgusu ve kavramı karşısındaki tutumu insanoğlunun beşer olmanın ötesine geçerek, insan olabilmesinin sınavı niteliğindedir.

Teşekkür ederim.

Ben bugün burada, hepinizin huzurunda;

Bir daha hiç Holokost yaşamamak için

Holokostu hiç unutmamak unutturmamak dileğiyle

Holokostta can verenlerin ruhlarını saygıyla anıyor

Hepiniz ve hepimiz adına bu mumu yakıyorum.