You are using an outdated browser. For a faster, safer browsing experience, upgrade for free today.

Yahudilerin en eski ve değerli kitapları Tevrat ve Tanah (Yahudi kutsal kitabı) hemen hemen bütünüyle eski İbranice yazılmış olup, Yahudi tarihi boyunca geniş anlamda kullanılmıştır. Yahudiler İbranicenin aynı zamanda Tanrı'nın dili olduğunu savunurlar (Tevrat'a göre Tanrı bu dilde konuştu) ve bundan dolayı İbraniceyi "laşon akodeş" -kutsal lisan- olarak bilirler.

İkinci Tapınak yıkıldığında Yahudilerin çoğu Aramice (eski bir Ortadoğu dili) diline, diasporadakiler de Yunancaya dönmüşlerdi. Yahudiler daha da uzak ülkelere göç ettikçe yerel dilleri öğrenerek birçok dilde konuşur oldular. Ortaçağın başında Yahudilerin esas dili Aramice olmuştu. Çağın ileri yıllarında Yahudi edebiyatı Judeo-Arabik (İbrani alfabesi kullanılarak yazılan Arapça) dilinde yazılmaya başladı. Maimonides de bu dili kullanıyordu. İbranice ise, dini ve resmi dil olarak kullanılmaya devam etti.

Zamanla bu Yahudi lehçeler, esas dilden çok değişik bir hale gelip kendileri yeni bir lisan oldular. İçlerinde genellikle İbranice ve Aramice birçok sözcük bulunuyordu. Böylece sadece Yahudi toplumuna ait diller doğdu. Aralarında en yaygın olanlar Avrupa'daki çoğunluğu Almancadan gelen Yidiş dili ve Engizisyondan sonra Endülüs'ten Akdeniz ülkeleri arasına yayılan İspanyolcadan türeme lisan olan Ladino idi.

XIX. yüzyılın başında Yidiş doğu Avrupa'daki Yahudilerin, (bundan dolayı da zaman içinde dünyada en yaygın kullanılan dildi), Ladino (Judeo-Espanyol) da Akdeniz ve Kuzey Afrika (Magreb), Yunanistan ve Türkiye'de yaşayanların ortak dili olmuştu. Avrupa'da Judeo-İtalyan, Yevan ve Karay dillerini konuşan küçük toplumlar da vardı. Ayrıca Arap Yahudileri Judeo-Arabik, İran'dakiler Cidi (Judeo-Farsi), daha küçük gruplar Judeo-Berber, Judeo-Tat ve hatta Kürdistan'da Judeo-Arami dili konuşuyorlardı.

Bu geniş tablo XIX. yüzyılın sonlarında önemli tarihi değişimlerden etkilendi. Milyonlarca Avrupalı Yahudi'nin Amerika Birleşik Devletleri'ne göçüyle İngilizce konuşan Yahudiler çoğaldı. Kuzey Afrika kolonilerinde Fransızca ve İspanyolca konuşulmaya başlandı, İbranice tekrar konuşulan bir dil olarak yeni kelimeler ve basitleştirilmiş ses sistemi ile geri geldi. Holokost Yidiş ve Almanca konuşan Avrupalı Yahudilerin çoğunu trajik bir şekilde haritadan sildi. Arap -İsrail çatışması birçok Yahudi'nin Arap ülkelerini terkederek İsrail'e veya Fransa'ya göç etmesine ve bu ülkelerin lisanlarını konuşmalarına neden oldu.

Günümüzde Yahudiler çok dil bilirler, genellikle yaşadıkları ülkenin dilini öğrenirler. Yahudilerin en yaygın konuştuğu dil İngilizcedir, bunu modern İbranice izler.

Yahudi kültüründe yaratılan edebi eserler ve tiyatro oyunları İbranice, Yidiş veya Ladino (Judeo-Espanyol) gibi kültürel dillerde veya İngilizce veya Almancadır. Yidiş laik edebiyatı ve tiyatrosu XIX. yüzyılda başlayıp, XX. yüzyılın ortalarında gerilemeye geçti. Yahudilerin konuştuğu dil genellikle bulundukları topluma ne kadar entegre olduklarının bir göstergesidir. Örneğin Polonya'da Yahudi köylerinde yaşayanlar ve 20'nci yüzyılın başında New York'a gelenler çoğunlukla Yidiş konuşurlarken, 19'uncu yüzyılda Almanya'daki Yahudilerin çoğu aralarında Almanca konuşurlar, bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan Yahudilerin dili de İngilizcedir.

Edebiyat
Yahudi nüfusunun yoğun ve kalabalık olduğu bazı yerlerde farklı özellikli Yahudi alt kültürü oluştu. Örneğin, etnik Yahudiler 19'uncu yüzyılın sonunda Viyana'da edebiyat ve sanat dalında çok başarılıydılar. Elli yıl sonra da New York'ta ve 20'nci yüzyılın ortasında Los Angeles'da sivrildiler. Bu kişiler genelde dindar olmayan Yahudiler olup ortaya çıkardıkları Yahudi sanat ve kültürü içinde yaşadıkları toplumun değerlerini yansıtıyordu.

Yahudi yazarlar bir yandan benzersiz bir Yahudi edebiyatı yaratırlarken diğer taraftan yaşadıkları ülkelerin milli edebiyatına katkıda bulundular. Tam anlamıyla laik olmamakla beraber, Shalom Aleichem ve Isak Bashevis Singer (1978 Nobel Ödülü) gibi yazarlar Yidiş yazdıkları yazılarla, doğu Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Yahudilerin yaşam tecrübelerini kaleme alıp dünyaya anlattılar. Amerika'da Philip Roth ve Saul Bellow gibi en büyük Amerikan yazarları unvanını kazanmış birçok Yahudi yazar, eserlerinin içinde kendi laik Yahudi hayat görüşlerine yer verirler. Allen Ginsberg'in şiirleri genellikle Yahudi temalara değinir ("Howl" ve "Kadiş" gibi özellikle otobiyografik çalışmaları). Dünya edebiyatına katkıda bulunan diğer Yahudiler arasında Alman şair Heinrich Heine, Rus yazar Isaac Babel ve Praglı Franz Kafka da bulunur.

"Modern Yahudilik: Bir Oxford Rehberi"nde Profesör Yaakov Malkin şöyle der: "Laik Yahudi kültürü zaman testinden geçmiş, Yahudi olsun olmasın herkesin paylaştığı, estetik bir keyif kaynağı olan, içinde yaratıldıkları sosyo-kültürel şartları aşan edebi eserleri himayesinde tutar. Bunların arasında Shalom Aleichem, Itzik Manger, Isaac Bashevis Singer, Philip Roth, Saul Bellow, S.Y. Agnon, Isaac Babel, Martin Buber, Iasiah Berlin, Haim Nahman Bialik, Yehuda Amichai, Amos Oz, A.B.Yehoshua ve David Grossman gibi yazarlar vardır. Ayrıca Batı dünyasına ve Yahudi kültürüne büyük etkisi olan Heinrich Heine, Gustav Mahler, Leonard Bernstein, Marc Chagall, Jacob Epstein, Ben Shahn, Amadeo Modigliani, Franz Kafka, Max Reinhardt, Ernst Lubitsch ve Woody Allen'ın da eserlerini içerir.